9 Haziran 2013 Pazar


   Roland Garros'da şampiyonun adı yine değişmedi. İspanyol raket Rafael Nadal, Roland Garros'ta 8. zaferine vatandaşı David Ferrer'i 6-3, 6-2 ve 6-3'lük setlerle 3-0 yenerek ulaştı ve toprak kortun kralı olduğunu bir kez daha kanıtladı.
   Toplamda 12. Grand Slam şampiyonluğuna ulaşan Nadal, Roland Garros'ta elde ettiği 8. şampiyonluğuyla herhangi bir Grand Slam turnavasını en fazla kazanan tenisçi olarak tarihe geçti.
   2005 yılında kazandığı Roland Garros turnuvası ilk Grand Slamı olan Nadal bu tarihten sonra her yıl en az bir Grand Slam kazanarak bu alanda da bir rekora imza attı. Üst üste 9 yıldır en az bir Grand Slam kazanan Nadal bunu 8 yıl üst üste başaran Roger Federer, Björn Borg ve Pete Sampras'ı geride bırakmış oldu. 

5 Haziran 2013 Çarşamba

 


   90'larda çocuk olmak;

  • PS veya bilgisayar oyunları yerine, atari oynamak.
  • Futbolcu kartları ve taso biriktirmek.
  • Pokemon,Power Rangers ve Teletabi seyretmek.
  • Pazar banyosundan sonra 'Şahane Pazar'ı izlemek.
  • Sokakta mahalle maçları yapmak.
  • İstop, yakan top ve misket oynamak.
  • Sanal  bebek beslemek.
  • Geleceğe Dönüş serisini izleyip zamanda yolculuk yapmayı istemek.
  • Işıklı ayakkabılarla oradan oraya koşup gezmek.
  • TRT 2'de Bob Ross'u izlemek.
  • Tsubasa izledikten sonra aynı hareketleri mahalle maçlarında yapmayı denemek.
  • Hava durumunu teletexten öğrenmek.
  • Mp3 çalar yerine, walkman dinlemek.
  • Mp3 indirmek yerine, kaset doldurmak.
  • Hugo ve Tolga abiyi seyretmek.
  • Sinek ilaçlama aracının arkasından koşmak.
  • Komşunun bahçesindeki meyvelere dadanmak.
  • Kokulu silgiler kullanmak, 'Capri-Sun' içmek, ağızda patlayan şekerleri yemektir.
  • Casio saatlerle maç yapmak. (Saliseyi 00,30,60 ve 99'da durdurmak gol demekti.)
  • Göz yaşartan sakızları çiğnemek. (Sulugöz)
  • 'Bizimkiler', 'Süper Baba', 'Çılgın Bediş' ve 'Ruhsar' gibi dizileri izlemek.
  • Tetris oynamak.
  • Çoraptan top yapıp evin içinde oynamak ve anneden azar işitmek.
  • Boncuklu tapancalarla oynamak.
  • Saçları Amerikan kestirmek.
  • Okulda tırnak kontrolüne maruz kalmak.
  • Kemal Sunal filmlerini binlerce kez seyretmek gibi daha sayamadığım bir çok güzellikleri içinde barından bir nesil olmak.










3 Haziran 2013 Pazartesi



   Sosyal Medya'nın psikolojik etkileri, sosyal medyayı daha aktif ve etkin bir biçimde kullanan gençler üzerinde görülüyor. Hemen hemen herkesin sahip olduğu Facebook ve Twitter gibi sosyal paylaşım siteleri bireyler üzerinde bazı psikolojik sorunlara da neden oluyor. Bunlardan bazıları ;
   - Facebook ve Twitter'da takip edilme ve beğenilme sayıları bireylerin psikolojilerinde etkili oluyor. Paylaşımları beğenilmeyen kişiler kendini mutsuz ve depresif hissediyor.
   - Facebook'ta arkadaş sayısının az olması veya arkadaşlık tekliflerinin reddedilmesi de kişilerin psikolojisini bozuyor.
   - Facebook ve Twitter profillerinde kişiler kendilerini sürekli överek ve kibirlenerek egolarını tatmin ediyorlar.
   - Bir diğer unsurda bu sosyal paylaşım siteleri sanılanın aksine kişileri sosyalleştirmekten çok asosyalleştiriyor.

   " Bıraktım acının alkışlarına 3 Haziran 63'ü "




1 Haziran 2013 Cumartesi


   Beşiktaş, Fenerbahçe ve Galatasaray Türkiye'nin sadece en köklü spor kulüpleri değil aynı zamanda en büyük sivil toplum örgütlerinden biri. Maalesef son zamanlar bu 3 kulübün rekabeti sadece saha içinde kalmayıp saha dışında istenmeyecek boyutlarda bir kin ve öfkeye dönüştürülmüştü. Bu kin ve öfke medya, kulüplerin başkan ve yöneticileri tarafından anlamsız bir şekilde sürekli körüklenmişti. Oysa bu kulüpler zamanında aynı stadı paylaşmış, beraberce oturup maçları izlemişlerdi. Günümüzde birbirlerine duydukları nefret ve kinden uzak olarak.
   Ancak bu 3 güzide kulüp belli bir amaç için bir araya geldiklerinde ne kadar büyük bir sinerji yarattıkları son olaylarda ortaya çıktı. Saha içindeki ezeli rakiplerin, saha dışındaki birlik ve dayanışmasının daha uzun süre devam etmesi dileğiyle.
   100 yılı devirmiş asırlık çınarlar; Beşiktaş, Fenerbahçe ve Galatasaray iyi ki varsınız...

  Popüler video paylaşım sitesi youtube video ayarları kısmına ağır çekim özelliğini de ekledi. Bu yeni özellik sayesinde kullanıcılar videolarını normal hızın sekiz katına kadar yavaşlatabilecek. İstenilen hız ağır çekim seçeğinden seçilerek ayarlanacak. Youtube'un bu uygulama ile hedefi; kullanıcılarına yükledikleri videoları daha etkileyici bir şekilde sunma fırsatı vermek.

31 Mayıs 2013 Cuma

   Türkiye’nin hemen hemen her şehrinde artan AVM sayıları vatandaşların beklentilerini karşılamasına ve birçok mağaza seçeneği sunması rağmen özellikle küçük esnafın belini bükmekte. Kayseri esnafları da bu durumdan etkilenenler arasında.




   Kayseri çevresinde sayısı giderek artmakta olan AVM’ler küçük esnafın işlerini bayağı sekteye uğratmış durumda. Artan AVM sayısına paralel olarak Kayseri esnafının da dertleri artmış durumda. Kale çarşısında esnaflar eski günlerini artık mumla arıyorlar. Bir zamanlar alışverişin en yoğun olduğu yerlerden biri olan kale çarşısı şimdilerde eski günlerinden uzak daha tenha bir mekân görünümünde. Esnaflarda bu durum karşısında haliyle sıkıntılı ve çareler aramaktalar. Esnaflar özellikle barakaların kaldırılmasından şikayetçi. Çünkü eskiden barakalar sayesinde çarşının daha canlı olduğunu belirtiyorlar. Yetkili merciler esnafın arzu ve isteklerini yerine getirmedikleri sürece kale çarşındaki esnafın sıkıntıları çözüme ulaşamayacak ve ilerleyen süreçte belki de kale çarşındaki pek çok esnaf kepenk indirmek durumunda kalacak. 
 



   Sosyal Medya'da en çok konuşulan ve fenomen haline gelmiş bazı efsane kişilikler :)



   Dedeye Sahip Çıkalım Diyen Teyze


   Sivas'lı Esnafın Mağduriyeti


Tıvorlu İsmail ve Müthiş Şarkısı



  Çok İyi De Oldu Çok Güzel İyi Oldu Tamam Mı



   Artiz Ne Ararla Bazarda



  Ne Dediği Anlaşılmayan Adam


  Biz 4 Kişiyiz Gardaş 

   Herkesin Bir Popisi Vardır



  Böğürerek Ağlayan Adam

  

   Tamam Baba Sakin Ol

   
   Bisiklet günümüzde birçok Avrupa ülkesinde alternatif bir taşıt olarak kullanılmakta ve bisikletler için özel bisiklet yolları yapılmaktadır. Türkiye’de de son yıllarda yavaş yavaş yaygınlaşmaya başlayan bisiklet yolları bu konuda iyiye işaret gibi görünmesine karşın bisiklet yolları, bisikletlerden daha çok arabalar için alternatif bir yol olmakta. 
   Özellikle büyükşehirlerde trafik yoğunluğunu, çevre ve ses kirliliğini azaltmak için bisiklet yolları yapılmaktadır. Çoğu ülkelerin bisikletler için özel olarak yaptıkları bisiklet yollarının ülkemizdeki en güzel örneklerinden birisi de Kayseri’de bulunan bisiklet yollarıdır.




    2010 yılında Kayseri Büyükşehir Belediyesi tarafından uygulama sokulan KAY-BİS hizmeti, şehir sakinlerini bisiklete özendiren ve diğer şehirlere örnek olan bir uygulama olmaktadır. KAY-BİS 300 bisiklet kapasiteli, özel bir kart sayesinde tüm Kayserililerin yararlanabileceği ve ilk 20 dakikası ücretsiz olan bir ulaşım sistemidir. Kayseri’nin en büyük avantajlarından biride geniş ve düz yollara, caddelere sahip olmasıdır. 60 kilometrelik hiçte azımsanmayacak kadar fazla bisiklet yollarına sahip olan Kayseri bu alanda örnek alınabilecek şehirlerin başında gelmektedir.Ancak bu güzel uygulamaya rağmen bisiklet yolları beklenildiği ya da istenildiği gibi bisikletlere değil daha çok arabalara hizmet eden bir işleve sahip görünüm çizmektedir. Özel alanlarla sınırları belirlenmiş olan bisiklet yollarında sırasıyla park etmiş veya seyir halinde pek çok araba görmek mümkün. Arabaların yanı sıra maalesef yayalar da bisiklet yolunu koşu yolu olarak kullanmakta. Bu durumdan yakınan bisikletçiler kendileri için düzenlenmiş bu yollar yerine, trafik yolunu kullanmak zorunda kalıyorlar. Bisikletçiler mecburen kullandıkları trafik yollarındaki bir diğer sıkıntıları ise araçlar tarafından trafiğin bir parçası olarak görülmemeleri ve yok sayılmaları. Bisikletçiler trafikte tabir-i caizse diğer araçlar tarafından sürekli tacize uğramaları en büyük sıkıntılarının başında gelmekte.


   Bu konuda bisikletçiler kadar diğer araç sahipleri ve yayalarında daha duyarlı ve hassas davranmaları gerekmektedir. Gerekirse bu konuda daha çok bilgilendirilmeli ve hatta bisiklet yollarını amacı dışında kullanan kişilere cezalar verilmelidir. 




29 Mayıs 2013 Çarşamba

 

   Türkiye'nin en önemli online müzik portalarından Fizy, hiçbir ücret talep etmeden isteyen herkesi radyocu yapıyor.
   'Fizy Live' uygulaması sayesinde Fizy arşivinde telif hakkı ödenmiş parçaları seçerek tıpkı bir radyocu gibi yayın yapılabilecek.
   Fizy Live ile canlı yayına başlamak için ekstra hiçbir yazılım ya da uygulama indirmek gerekmiyor.
   Kayıtlı kullanıcılar fizy.com sayfasına girdiklerine 'yayına başla' sekmesini tıklayarak anında dinleyicileri ile buluşabiliyor. Kullanıcılar, facebook ve twitter üzerinden kendi yayınlarının linkini paylaşabiliyor.

1 Mayıs 2013 Çarşamba


   Formula 1'i çok takip eden biri değilimdir. Sadece televizyonda denk geldikçe izleyen ortalama bir izleyiciyim. Ancak bu spora tutkuyla bağlı olan birine karşı büyük bir hayranlığım var. O kişi yarış pistlerinin 'Rain Man (Yağmur Adam)' ı Ayrton Senna'dan başkası değil.
   Ayrton Senna'yı canlı izleyebilseydim belkide Formula 1'e daha fazla ilgim olurdu. Ama ne zaman bir Formula 1 yarışı izlesem 1 Mayıs 1994'te Imola'da hayatını kaybetmesine yol açan o kaza aklıma geliyor. Senna'yı bu kadar sevmemim ve saygı duymamın nedeni sadece Formula 1'de elde ettiği başarıları değil elbette. Senna bir çok sporcuya örnek olacak karakterde bir insandı.
   1992 yılında Spa pistinde Eric Comas kaza geçirdiğinde diğer pilotlar yanından geçip giderken Senna rakip takımda olmasına rağmen aracından inip Comas'ın yardımı koşmuştu.


   Bir röpartajında 'hangi yarışcıyla girdiğin rekabet seni tatmin etti' diye sorulduğunda Senna, go-kart sürdüğü zamanlarda karşılaştığı Fullerton isminde bir sürücünün adını vermişti. Senna bunun nedenini ise şöyle açıklıyor. "Çünkü o çok tecrübeliydi. Onunla yarışmaktan çok keyif alırdım. Hızlı ve komple bir pilottu. Politikanın ve paranın içinde olmadığı saf yarışmacılığın ve mücadelenin olduğu zamanlardı." Bu sözler Senna bu spora ne kadar amatör bir ruhla tutkunu olduğunu açıklayan en güzel örneklerden biridir.



   Senna ayrıca ülkesi Brezilya'da pek çok yardıma muhtaç kişilere elinden geldiğince bağışta bulunmuş ve ülkesinde bir halk kahramanı olarak görülmüştür.
   Bu efsane pilotu daha yakından tanımak isteyenler için 2010 yapımı Senna belgesini şiddetle tavsiye ederim.

 

30 Nisan 2013 Salı




   NBA'yi 2000li yılların başında beri takip eden pek çok kişinin idol olarak seçtiği kişi Allen Iverson'dı. Iverson diğer basketbolculara göre fiziksel olarak daha küçüktü. (1.83 boyunda) Ama Iverson'ın en önemli özelliği maçlarda yüreğini ortaya koymasıydı. Dev adamların içine korkusuzca petentre edip dalmasıydı. Yenilgiyi asla kabul etmeyen ve hayatı boyunca gerek parkede gerekse özel hayatında her türlü zorluklara rağmen dik duran bir idoldü Allen Iverson.
   Iverson'ın hayati küçüklükten beri pek çok sıkıntılı dönemden geçti. Annesi henüz 15 yaşında ona gebe kaldı. Hayat standartı NBA'ye girene kadar açlık sınırına yakındı. Iverson amerikan futboluna daha fazla ilgisi olmasına rağmen annesinin isteğiyle lisede basketbola yöneldi. Lisede arkadaşlarıyla birlikte şampiyonluğu kutlarken ırkçı bir grupla çıkan kavga sonucu çete kurmak suçlamasıyla tutuklandı. Kavganın çıktığı bowling salonundaki kameralarda görüntüsü çıkmamasına rağmen, hakimin davalılardan birinin yakını olmasından dolayı 5 yıl hapse mahkum edildi. Kamuoyundaki yoğun baskılar sonucu cezası ağır ceza kapsamından çıkarıldı ve 4,5 ay sonra özgürlüğüne kavuştu. Dönemin eyalet valisinin (Doug Wilder), eyalet tarihinin ilk siyahi vali olmasının bu kararda etkili oldugu söylenir. Keza Iverson valinin özel af talebiyle hapisten çıkmıştır. Bu kavga ve sonrasındaki hapis dönemi Allen Iverson'a birçok üniversitenin yolunu kapatmıştır. Ona üniversite yolunu açan isim ise Georgetown Üniversitesi antrenörü John Thompson'dur. Geçmişinden dolayı başlarda şüpheyle yaklaştığı Iverson'a üniversitedeki yılları boyunca koçluğun yanı sıra babalık da yapmıştır. Bu dönemde Iverson kariyeri boyunca kendisi ile anılacak 'The Answer (Cevap)' lakabını aldığı yıllardı. Iverson kendisi hakkındaki tüm iddia ve suçlara parkede attığı sayılarla cevap verdiği için bu lakabı kazanmıştı.


   Iverson 1996 NBA Draftında 1.sıradan Philadelphia 76ers tarafından draft edilerek NBA'e adım attı. Kısa sürede Sixers'ın sembolü haline geldi.
Sixers'ta geçirdiği 10 yılda takım olarak sadece 1 kez NBA finaline çıkabilsede (2001 yılı finalde Sixers, Lakers'a 4-1 yenildi). Iverson kişisel olarak bu 10 senelik zamanda NBA'in en dominant oyuncularından biri oldu. Iverson bu dönemde 1 kez MVP, yılın çaylağı, 11 kez All-Star takımı, 2 kez All-Star MVP'si ,4 kezde sayı kralı oldu. 


   Sixers takımı Iverson'ın etrafına bir türlü şampiyonluğa oynayabilecek kapasitede oyuncularla dolduramaması yüzünden Iverson 2006-2007 sezonunda Denver Nuggets takımına takas oldu. Kariyeri boyunca takımında 1 numaralı isim olan Iverson bu kez kendisi gibi bir star olan Carmelo Anthony'nin yanında liderlik rollerini paylaşması gerekti. Ancak Iverson aradığını Nuggets takımında da bulamadı ve sırasıyla Detroit Pistons, Memphis Grizzlies ve yeniden Philadelphia 76ers takımlarında oynasada istediği NBA şampiyonluğuna ulaşamadı. Bu dönemde NBA'den pek çok teklif almasına rağmen kabul etmedi çünkü takımlar ondan yardımcı bir oyuncu olmasını ve gerektiğinde benchte oturmasını istediler. Ama Iverson kariyeri boyunca her zaman takımının lideri olan, en çok top kullanan ve en fazla sorumluluk alan bir oyuncu olduğundan bu teklifleri geri çevirdi. Allen Iverson'ın NBA'den sonraki durağı ise Türkiye oldu. 2010-2011 sezonunda Iverson Beşiktaş Cola Turca forması giydi. 1 yıllık Türkiye macerasından sonra Iverson son 2 sezondur hiçbir takımda oynamadı. Resmi olarak dile getirilmese de Allen Iverson basketbol hayatını bitirdiğini söyleyebiliriz.
   Allen Iverson çok istediği NBA şampiyonluğuna ulaşamasada pek çok basketbol tutkunları için asla unutulmayacak gerçek bir idol ve efsanedir.



28 Nisan 2013 Pazar


   1993 yılında Kazım Koyuncu ve Mehmedali Barış Beşli adında iki Karadenizli genç lazca sözlü bir rock müzik grubu kurmak için bir araya geldiler. Daha sonra bu ikiliye İlhan Karahan ve Metin Kalaç'ın katılması ile birlikte Türkiye'nin ve dünyanın ilk lazca rock grubu olan Zuğaşi Berepe (Denizin Çocukları) kurulmuş oldu. Zuğaşi Berepe'nin amacı lazcanın yok olmasını engellemekti. Bunu da geneleksel Karadeniz müziğinin pekte alışık olmadığı bir tür olan rock müzikle harmanlayarak meydana getirdiler. 



   Grubun ilk albümü 'Va Mişkunan' (Bilmiyoruz) 1995 yılında çıktı. Grup sert rock tınılarının içine tulum gibi geleneksel Karadeniz enstrümanını da katdılar. Karadenizliler ilk başta uzun saçlı ve küpeli bu gençlere alışamasalarda zamanla grubu benimseyip bağırlarına bastılar.



   Zuğaşi Berepe'nin 2. albümü 'İgzas' (Yürüyor) 1998 yılında çıktı. Bu albümde gruba Cafer İşleyen, Gürsoy Tanç, Zülkifil Murat Dilek, Uğurcan Sezen ve Mahmut Turan katıldı. İgzas, Va Mişkunan albümüne göre teknik olarak daha başarılı bir albümdü. Hatta zamanının çok ötesinde bir sounda sahip olduğunu söyleyebilirim. İgzas'da Zuğaşi Berepe bu kez lazcanın yanında komşu   kültürleri olan hemşince dilinden de bir şarkı seslendirmişlerdi (Ka Tun Mita Xendasoç).

   İgzas'dan kısa bir süre sonra Zuğaşi Berepe dağıldı ve grubun solisti Kazım Koyuncu yoluna solo çalışmalarla devam etti.

26 Nisan 2013 Cuma

   Sir Arthur Conan Doyle'nin yarattığı hayali dedektif Sherlock Holmes, sinemaya ve televizyona en fazla uyarlanan romanların başında geliyor.
   Sherlock Holmes'ün en son uyarlanan hali ise 2010 yapımı bir televizyon dizisi olan 'Sherlock'.


   Sherlock'un yaratıcılarından biri 'Doctor Who' ve 'Coupling' dizilerinden aşina olduğumuz Steven Moffit. Moffit'in yarattığı Sherlock'un diğerlerinden en önemli farkı olayların günümüzde geçiyor olması. Yani dedektifimiz Sherlock ve yakın arkadaşı Dr.Watson bir davayı çözerken internetten, cep telefonundan ve bilgisayarından yararlanabiliyor. Teknoloji işin içine girince Sherlock Holmes ruhunun kaybolacağını düşünenler kesinlikle yanılıyor. Bu teknolojik imkanlar için dahi Sherlock Holmes romanın özünden kopmamış bir görüntüde, sanki 150-200 yıl öncesinden fırlamış ve günümüze gelmiş tuhaf ve takıntılı bir adam görünümünde.
   Oyunculuk seçimi ise gerçekten harika Sherlock Holmes'ü canlandıran Benedict Cumberbatch ve Dr.Watson'ı canlandıran Martin Freeman rollerinin hakkını fazlasıyla veriyorlar.
   Biz izleyiciler olarak dizi hakkında sitem edebileceğimiz tek nokta 1 sezonunun sadece 3 bölümden oluşması. Şu ana kadar 2 sezon yayınlanan dizide toplamda her biri 1.5 saat olan 6 bölüm yayınlanmış bulunmakta. Ama bu 6 bölüm doyuruculuk açısından fazlasıyla izleyenleri tatmin ediyor. Her saniyesi özenle çekilmiş, defalarca seyredilebilecek 6 bölümlük bir seyir zevki Sherlock.
   

10 Nisan 2013 Çarşamba

   İspanya denilince akla gelen ilk şeylerden birisi olan boğa güreşleri, ülkemizde daha farklı bir uygulama ile her yıl geleneksel olarak Artvin’de düzenlenmekte ve bu bölgede merakla ve ilgiyle izlenmekte.





   Madrid’de boğa güreşlerinin yapıldığı ünlü Plaza de Toros (Boğa Meydanı) Las Ventas’ta görmeye alışkın olduğumuz ellerinde bıçak ve yele olan matadorlar, türlü iğneler ile uyuşturulmuş ne yapacağını bilemeden oradan oraya koşturup duran boğaların ve daha birçok kanlı gösterilerin aksine Artvin’in Kafkasör yaylasında düzenlenen boğa güreşleri hem insanların hem de boğaların zarar görmedikleri bir şekilde düzenlenmekte ve şenlik havasında geçmektedir. Bu güreşlerin temeli bayağı eskiye dayanmaktadır. Eskiden bu bölgede yaşayan insanlar tarlalarında işlerine yardımcı olmaları için boğa beslemekteydiler. İlkbaharın gelmesiyle tüm boğalar yaylalara bırakılır ve burada karşılaşan boğalar birbirlerine üstünlük kurmak için sürekli didişirler. Bu bölgedeki arazinin dağlık olması nedeniyle hayvanlar güreşirken birbirlerine zarar vermemeleri için bölge halkı düz bir yerde ve denetim altında bu hayvanları güreştirmeye başladılar. Zamanla bu güreşler bir gelenek haline gelerek günümüze kadar gelmiştir. Kafkasör yaylasındaki boğa güreşleri her yıl haziran ayının üçüncü hafta sonu düzenlenmekte. Artvin’in pek çok ilçesinden ve diğer komşu illerden getirilen boğalar boyun kalınlıkları ve kilolarına göre sınıflandırılıp güreştirilirler. Güreşlerde boğaların zarar görmemesi için bir takım önlemler alınmakta. Boğalardan biri güçsüz görünüp güreşemeyecek bir hale geldiğinde güreş bitirilir. Hiçbir boğa kendisinden güçlü olan bir boğa ile güreştirilmez. Bu haliyle Kafkasör şenlikleri dünyada eşi benzeri olmayan bir boğa güreşi organizasyonuna ev sahibi yapmaktadır.


   Şenlikleri izlemek için Kafkasör yaylasına her yıl binlerce yerli ve yabancı izleyici gelmektedir. Son yıllarda Kafkasör yaylasında bu katılımcıların konaklaması için büyük serenderler ve oteller yapılmaktadır. Bunun yanı sıra şenlikler için bu yaylaya gelen insanlar bölge mimarisine uygun tamamen otantik Karadeniz evlerinde de konaklayabilmektedirler. Boğa güreşleri boğaların yetiştiricileri içinde ekonomik olarak bir kazanç sağlamaktadır. Şenliklerde birinci olan boğa sahibine ve diğer dereceye giren boğaların sahiplerine bir miktar para ödülü de verilmektedir. Bu sayede bölge halkı hem eğlenceli vakit geçirip hem de şenlikler sayesinde ekonomik olarak kazanç elde etmektedirler.


5 Nisan 2013 Cuma



 Onur Ünlü'nün yönettiği  2008 yapımı 'Güneşin Oğlu' filminde usta oyuncu Haluk Bilginer, Ülkü Tamer'in 'Konuşma' şiirini okuduğu o müthiş sahne.

aman, kendini asmış yüz kiloluk bir zenci,
üstelik gece inmiş, ses gelmiyor kümesten;
ben olsam utanırım, bu ne biçim öğrenci?
hem dersini bilmiyor, hem de şişman herkesten.

iyi nişan alırdı kendini asan zenci,

bira içmez ağlardı, babası değirmenci,
sizden iyi olmasın, boşanmada birinci..
.çok canım sıkılıyor, kuş vuralım istersen.






3 Nisan 2013 Çarşamba

   Gelişen teknoloji ve yapay zeka ile birlikte günümüzde pek çok bilgisayar oyunu daha gerçekçi bir hale gelmeye başladı. Bu oyunlar günümüzde grafikleri ve oyun keyfi açısından her sene daha üst seviyelere çıksa da eski oyunların verdiği nostaljik anılar hala zihnimizde güzel bir yere sahipler.
   İşte geçmişten bugüne grafik ve yapay zeka olarak gelişen bazı oyunlar;

   PES & WE SERİSİ
   
Winnig Eleven 2002


Pes 2013


   FIFA SERİSİ

Fifa 98

Fifa 2013



   NBA 2K SERİSİ


Nba 2k5

Nba 2k13



   GTA SERİSİ


 Gta 2


Gta 4





Subscribe to RSS Feed Follow me on Twitter!